+90 312 220 40 20+90 544 220 40 24Çukurambar Mh. 1425. Caddesi (41. Cd.) No:26/B Çankaya/Ankara


Blog

BLOG / YAZILAR

sigara-ve-alkolu-birakmanin-hamilelige-faydalari-1200x800.jpg

8 Mart 2023 BlogKadın Doğum

Birçok kişinin bildiği gibi sigara içmek ve düzenli yüksek miktarda alkol tüketimi kalp, damar, akciğer hastalıkları ve karaciğer yetmezliği risklerini arttırmaktadır. Ancak, bu ikilinin sürekli tüketilmesi ölümcül hastalıkların oluşma risklerinin dışında hem erkeklerde hem de kadınlarda doğurganlık sorunlarına yol açabilmesi ile de çocuk sahibi olmak isteyen kadın ve erkeklerin uzak durması gerekenlerin başında gelmektedir.

Hamilelik öncesinde, hamilelik süresince veya doğum sonrası emzirirken sigara ve alkol tüketimi hem bebeğin hem de annelerin sağlığını yakından etkilemektedir. Hamile kalmaya çalışan, hamile olan veya emziren kadınlara, sigara ve alkolü bırakması tavsiye edilmektedir.

Gebelik ve Öncesinde Alkol Tüketimi

Hamileyseniz ya da hamile kalmayı planlıyorsanız, bebeğiniz ve sizin için riskleri minimumda tutmanın en güvenli yolu hiç alkol almamaktır.

Hamilelikte içki içmek bebeğe uzun süreli zarar verebilir ve alkol tüketimi be kadar çok olursa, risk o kadar artacaktır.

Hamile kalmaya çalışan kadınların, alkolü bırakmasının faydaları;

  • Doğurganlık ve hamile kalma yeteneğinde artış,
  • Erken evrelerde görülebilen düşük oranında azalma ve
  • Gebelik öncesi ve gebelik esnasında vücudun gereksinim duyduğu tüm doğal vitamin ve minerallerin en iyi şekilde özümsenmesinin sağlanması olarak sıralanabilir.

Hamile bir kadın alkol aldığında, alkol plasentadan geçerek bebeğin gelişimini etkileyebilir. Bu sadece ilk birkaç haftada değil, hamilelik boyunca devam eder.

Çok fazla alkol tüketimi;

  • Erken doğum,
  • Düşür riski,
  • Düşük doğum ağırlığı ve
  • Çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişimini etkileyen, Fetal Alkol Sendromu’nun oluşmasına sebep olabilir.

Gebelik ve Öncesinde Sigara Tüketimi

Herkes, sigara içmenin sağlığa verdiği zararın farkında ancak gebelik öncesi ve gebelik esnasında sigaradan uzak durmak çok daha önemli hale gelmektedir. Anne adaylarının gebe kalmaya karar verdiği andan itibaren sigara içmeyi bırakmaları, doğuma kadar sağlıklı bir gebelik geçirmeleri açısından önem arz etmektedir.

Sigarayı bırakmanın gebeliğe faydaları incelendiğinde;

  • Gebelik esnasında oluşabilecek komplikasyon riskini azalttığı,
  • Doğum sırasında anne vücudunda oluşabilecek olumsuzluklarda azalma sağladığı,
  • Sağlıklı doğum kilosu ile doğum oranında artış sağladığı,
  • Ölü doğum, düşük ve erken doğum risklerini azalttığı ve
  • Doğum sonrasında bebekte meydana gelebilecek, akciğer ve solunum yolları sorunlarının minimum düzeyde kaldığı görülmüştür.

Dünya üzerinde birçok uzman ve sağlık kuruluşu, sigara ve alkolü bırakmanın gebeliğe faydaları üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Yapılan araştırma ve incelemeler, hiç sigara içmeyen ve alkol tüketiminde aşırıya kaçmayan kadınlarda gebe kalma oranının çok daha yüksek olduğunu göstermekte ayrıca bu gebeliklerde olası bir komplikasyon oranı çok düşük kalmaktadır. Bu sebeple, gebe kalmaya karar veren tüm anne adaylarının baba adayları ile beraber sigara ve alkol tüketimini bırakarak bu sürece başlaması tavsiye edilmektedir.

Gebelik öncesinde ve esnasında, uzman medikal kadromuzdan destek alarak, sağlıklı bir gebelik süreci geçirebilirsiniz.


tup-bebek-tedavisinde-kullanilan-hormonlor-1200x801.jpg

3 Mart 2023 BlogTüp Bebek

Tüp bebek, bebek sahibi olmak isteyen; fakat normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin son dönemdeki en büyük umudu olmaktadır. Uzun yıllardır normal yolla bebek sahibi olamayan pek çok kişi tüp bebekle bebek sahibi olabilmiştir. Tüp bebek tedavilerinde hala gelişmeler devam etmekte, başarı oranını arttıracak çözümler üzerinde çalışmalar sürmektedir.

Tüp bebek tedavisi sürecinde kişileri tedirgin eden konular vardır. Bunlardan birisi tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlar sağlık için zararlı mıdır olmaktadır. Anne adayının sağlığının olumsuz etkilenip etkilenemeyeceği ihtimalleri düşünülmektedir. Dünyadaki ilk tüp bebek 25 Temmuz 1978 tarihinde dünyaya gelmiştir ve o günden günümüze tüp bebek tedavilerinde gelişmeler hala sürmektedir.

Bugüne kadar yapılan araştırmalarda kullanılan hormonların ciddi olmayan yan etkileri olabildiği; fakat bunların geçici yan etkiler olduğu tespit edilmiştir. Dünya genelinde yapılan tüp bebek tedavisi gözlemlerinde geniş serilerde sağlık için herhangi bir zararının olmadığı tespit edilmiştir. Zaten tedavilerde kullanılan hormonlar dünya çapında yaygın şekilde tüketilmektedir ve her çıkan hormon sıkı kontrollerden geçmekte, daha sonra piyasaya sürülmektedir.

Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlar sağlık için zararlı mıdır sorusuna karşılık tüp bebek tedavilerinde kullanılan ilaçlar vücudun yabancı olmadığı hormonlara sahiptir. Bunlar FSH ve LH hormonlarıdır.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan Hormonlar Kanser Yapar Mı?

Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlar sağlık için zararlı mıdır, kanser yapıcı etkisi var mıdır? Bu konuda şu kanser türleri ilk akla gelenlerdir:

  • Endometrial (rahim) kanseri: Araştırmalarda tüp bebek tedavisi gören kadınlarda rahim kanseri yönünden herhangi bir risk artışı görülmemiştir. Kullanılan ilaçlardan çok infertilite nedeni bazı hasta gruplarında risk çoğalabilmektedir. Özellikle kilolu kadınlarda rahim kanseri riskinin arttırdığı tespit edilmiştir.
  • Yumurtalık kanserleri: Yumurtalık kanseri açısından da tüp bebek tedavisi kaynaklı bir risk artışı gözlemlenmemiştir. Tedavi amaçlı kullanılan ilaçlar kanser riskini arttırmamakta, fakat infertiliteye sebep olan faktörler kanser riskini biraz yükseltebilmektedir.
  • Meme kanseri: Yapılan geniş çaplı araştırmalarda tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların meme kanserini de arttırmadığı tespit edilmiştir.

Tüp Bebek Tedavisinde Kullanılan Hormonlar Anomali Riskini Arttırır Mı?

Tüp bebek tedavisinde kullanılan hormonlar sağlık için zararlı mıdır sorusu ile birlikte en çok akıllara gelen konulardan birisi de anomali riskidir. Tüp bebek tedavisi onucu oluşan gebelikle normal gebelik arasında herhangi bir anomali riski farkı yoktur.

Dünya genelinde birçok seride ve merkezimizdeki deneyimlerimizde anomali açısından normal gebelikle tüp bebek gebeliklerinde herhangi bir risk artması bahis mevzu değildir. Tüp bebek tedavisi sürecinde hangi hormonların, ne seviyede kullanılacağı kişiye göre belirlenmelidir. Merkezimizde uzman ekiplerimiz en modern tedavi yöntemleri kullanmakta, gerekli bütün tetkik ve muayeneler çerçevesinde kişiye özel tedavi süreci planlanmaktadır.


ankarada-tup-bebek-uygulayan-uzmanlar-1200x800.jpg

28 Şubat 2023 BlogKadın Doğum

Bebek sahibi olmak hemen her çiftin arzudur. Fakat çeşitli nedenlerle çiftler bebek sahibi olamayabilmektedir. Günümüzde tıp alanında ortaya çıkan gelişmelerle artık pek çok kişi tüp bebek tedavisiyle bebek sahibi olabilmektedir.

Tüp bebek tedavisi için öncelikle bir yıl boyunca düzenli ve korunmasız ilişkiye rağmen hamile kalamama durumu değerlendirilir. Eğer bir yıl ya da daha uzun süre düzenli ve korunmasız ilişkiye rağmen hamilelik oluşmamışsa kısırlık yönünde değerlendirme yapılır. Fakat kadının yaşı 30 ya da üzerindeyse 6 aylık bir korunmasız ilişki sonrasında da gebelik oluşmamışsa doktora başvurulmalıdır.

Yine adet düzensizliği varsa ya da erkekte bilinen bir problem mevcutsa da bir yıl beklenilmeden doktora başvurulabilir. Gebelik elde edilemeyen bu bir yıllık sürede hiçbir endişeye gerek yoktur. Çünkü her yedi çiftten en az birinde bu duruma rastlanılmaktadır ve Ankara tüp bebek uygulayan doktorlar/uzmanlar yardımıyla gebelik elde edilebilmektedir.

Tüp Bebek Uygulayan Doktor Seçilirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Ankara tüp bebek uygulayan doktorlar/uzmanlar bebek sahibi olmak isteyip de normal şartlarda bu durumu imkânsız olanlara yardımcı olabilmektedir. Çağımızda tıp teknolojisinde ortaya çıkan gelişmelerle tüp bebek tedavilerinde yüksek başarı oranı elde edilebilmektedir.

Tüp bebek tedavisine başvurmak isteyenler yoğun olarak Ankara tüp bebek uygulayan doktorlar/uzmanlar araştırmasına yönelmektedir. Çünkü tedavi sürecinin başarıya ulaşmasında tüp bebek uygulayan doktorun önemli bir etkisi vardır.

Tüp bebek tedavileri için ilk olarak erkeğin doktora gitmesi önerilir. Çünkü erkeğe yapılacak testler hem daha kolay hem daha az hem de maliyeti daha düşüktür. Erkeğe yapılacak tahlillerde tam idrar tahlili, en az iki sperm analizi yapılmalı, ürolog tarafından fiziki muayene yapılarak cinsel orana ait patolojiler ortaya çıkarılmalıdır.

Bununla birlikte çiftler çift halinde de doktora başvurabilirler. Bunun için hiçbir kısıtlama yoktur. Uzman doktorlar zaten gerekli yönlendirmeleri yapacaklar ve çiftlere en uygun yol haritasını belirlemede yardımcı olacaklardır. Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezimizde alanının en deneyimli doktorları görev almakta ve en yeni tedavi yöntemleriyle bebek sahibi olmak isteyen çiftlerimizin yardımcısı olmaktadırlar.

Ankara’da Tüp Bebek Uygulaması İçin Tedavi Merkezi

Ankara tüp bebek uygulayan doktorlar/uzmanlar arayışında en önemli hususlardan birisi tüp bebek uygulaması yapan tedavi merkezidir. Tüp bebek tedavi merkezi seçilirken başlıca şunlara dikkat edilmelidir:

  • Tüp bebek uygulamasını yapan doktorun alanında uzman olması gerekir.
  • Tüp bebek tedavi merkezinin deneyimli olması gerekir.
  • Tüp bebek uygulaması yapan doktor kadar diğer ekip üyelerinin de işinin ehli olması gerekir.
  • Tedavi merkezinin gerekli belge ve fiziki yeterliliklere sahip olması gerekir.

Ayrıca tüp bebek tedavi merkezinin konumu ve ulaşılabilir olması da önemlidir. Çünkü tedavi bir süreçtir ve kolay ulaşılabilir olması avantajdır. Merkezimizde bütün bu gereklere ve daha fazlasına sahip olarak hizmetlerimiz sürmektedir.


gebelik-asisi-nedir-1200x800.jpg

24 Şubat 2023 BlogKadın Doğum

Tüp bebek tedavileri normal yollarla bebek sahibi olamayan çiftlerin günümüzde en büyük umududur. Tüp bebek tedavilerinde ilk günden bu yana büyük değişim ve gelişim kaydedilmiş, her geçen gün de yeni teknolojiler, yeni uygulamalar ile hem tüp bebek tedavilerinin başarı oranı arttırılmaya hem de süreç daha kolay yönetilmeye çalışılmaktadır. Bu noktada karşımıza çıkanlardan birisi de gebelik aşısı olmaktadır.

Gebelik aşısı tüp bebek tedavilerinde son gelişen teknolojilerden birisidir. Aşı ile anne rahminin gebeliği daha rahat kabul etmesine yardımcı olunmaktadır. Bu işlemle embriyonun transferinden önce rahim canlandırılmakta, gebeliğe hazır hale getirilmektedir. Embriyonun tutunma şansı yükseltilmektedir.

Tüp bebek tedavilerinde en önemli bölüm yumurtayla spermin en iyi şartlarda döllenebilmesine yardımcı olmaktır. Oluşan embriyolar bazen çok kaliteli de olsa hamilelik meydana gelmeyebilir. Nedeni embriyonun rahmin içine yerleşirken rahim içi zarda yaşadığı bir sorundur. Rahim içi zarının embriyonun yerleşmesine ve gelişmesine destek olabilecek faktörler eksik olabilmektedir. Mesela yapışıklıklar, kanlanmalar, iltihaplar embriyo kaliteli de olsa gebe kalmayı engelleyebilmektedir. Bütün bunlar da hamilelik oluşmamasına ya da oluşan hamileliğin düşükle sonlanmasına neden olabilmektedir. Gebelik aşısı ile bunun üstesinden gelinmeye çalışılmaktadır.

Gebelik Aşısı Kimlere Uygulanır?

Gebelik aşısı uygulanabilecek kişilerin çeşitli özelliklere sahip olması gerekir. Uzman doktor kontrolünde ve muayenesi sonucunda gebelik aşısı uygulanacak kişiler belirlenir. Bu aşı günümüzde şu kişilere uygulanabilmektedir:

  • 37 yaş ve üzerinde gebe kalmak isteyen kadınlarda,
  • Polikistik over sendromu olan hastalarda,
  • Endometriozis (çikolata kisti) olan hastalarda,
  • Rahim içi zarında kan dolaşımı az olan, pıhtılaşma sorunu yaşayan hastalarda,
  • İki ve daha fazla embriyo transferi yapılmasına rağmen gebelik oluşmamış hastalarda,
  • Daha önce tekrarlayan başarısız gebelik yaşamış hastalarda.

Bütün bu durumlarda gebelik aşısı uygulanarak gebelik oranı arttırılabilir.

Gebelik Aşısı Nasıl Uygulanır?

Gebelik aşısı için ilk olarak rahim içi tabakası incelenir. Çeşitli testlerle gebelikle alakalı bir sorun olup olmadığı araştırılır. Normal tüp bebek tedavisine kadın adet gördükten sonra geçilir. Gebelik aşısına karar verildikten sonra tüp bebek tedavisi aşamalarından olan yumurta toplama gününde kadından kan alımı gerçekleştirilir.

Kadından alınan kan laboratuvara gönderilerek özel işlem uygulanır. Bu esnada kanda yer alan monosit adı verilen hücreler ayrılır. Kültür vasatlarına alınıp çoğaltılır. Kültür ortamına ayrıca beyinden salgılanan Kortikotropin Saldırıcı Hormon yani CRH ilavesi yapılır. Bu sayede hormon yardımıyla gelişmekte olan hücreler uyarılarak rahim içindeki zarın gömülgenliğini arttıran hormonların üretilmesine yardımcı olunmaya çalışılır. Hormonları barındıran sıvılar embriyo transferinden önce rahime verilir ve rahim ağzı embriyo transferine uygun hale getirilir.

Araştırmalarda gebelik aşısı geçmişte tekrarlanan kaliteli embriyo transferlerinde gebelik oranını yüzde 40 arttırmaktadır. Düşük oranını da yüzde 30 azaltmaktadır. Hangi vakalarda uygulanacağına ise uzman hekimler karar vermelidir. Merkezimizde gerekli bütün tedaviler başarıyla gerçekleştirilmektedir.


gebelikte-ne-kadar-kilo-alinir-1200x800.jpg

21 Şubat 2023 BlogKadın Doğum

Gebelik süreci anne adayı açısından muazzam bir süreçtir. Bu süreçte anne adaylarının karşılaştıkları pek çok değişim vardır ve bunlardan birisi kilo alımıdır. Bu nedenle gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu fazlaca akıllara gelir.

Anne adayının yeterli kilo alımı sağlıklı bir bebek gelişimi ve anne adayının sağlığı açısından gereklidir. Yeterli kilo alan anne adaylarının gebelik süreçleri daha sağlıklı geçecektir. Bu noktada tüp bebek tedavilerinde ve normal gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu akıllara gelebilir. Fakat tüp bebek tedavisinin süreci normal gebelik süreciyle aynıdır. Bu nedenle kilo alımında aynı değerler göz önüne alınmalıdır.

Gebelikte ideal kilo alımı olarak bir değer yoktur. Anne adayının kilo alımı kişiye bağlı olarak değişir. Her anne adayının başlangıçtaki kilosuna göre kilo alımı değişir. Bu, kişinin hamilelik dönemi başında boyu ve kilosu oranına göre hesaplanır. Buna da vücut kütle indeksi denir. Vücut kütle indeksi hesaplanırken kilo kilogram, boy metre olarak alınır. Kilonun boyun karesine bölümüyle sonuç elde edilir. Buna göre şöyle bir değerlendirme yapılabilir:

  • Vücut kitle indeksi 18.5’ten düşük ise kişi çok düşük kiloda hamile kalmıştır. Buna bağlı olarak da hamilelik sürecinde ortalama 12 – 18 kilo alması gerekir.
  • Vücut kütle indeksi 18.5 – 26 arasındaysa kişi ortalama kiloda hamile kalmıştır. Hamilelik boyunca 11 – 16 kilo alması gerekir.
  • Vücut kütle indeksi 26 – 29 arasındaysa kilolu hamile kalınmış demektir. Hamilelik boyunca 7 – 111 kilo alınması uygundur.
  • Vücut kütle indeksi 29’dan yüksekse fazla kilolu hamile kalınmış demektir. Hamilelik boyunca en az 6.8 kilo almak gerekmektedir.

Gebelikte Kilo Alımı Ne Zaman Başlar?

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusunun cevabı hamilelik süreci boyunca değişir. Genellikle ilk kilo alımları hamileliğin 3. Ayında başlar. İlk üç ay içinde 1-2 kilo alımı olmaktayken 3. ayda toplam 3.5 – 4.5 kilo alınmış olduğu gözlemlenebilir.

Gebelikte İştah En Çok Ne Zaman Artar?

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusu ile birlikte en çok hangi ayda iştah artar sorusu da akıllara gelmektedir. Çünkü iştah artışı beraberinde kilo alımını da getirmektedir. Yaklaşık 5. Ayda hormonların etkisiyle iştah açılır. Fakat tamamen kişiye özel özellikler de oluşabilir.

Hemen her anne adayındaysa mide bulantıları, kusma, iştahsızlık ortaya çıkar. Mide bulantısı ve kusma genellikle ilk 3 ayda yaşanır. Son 3 aydaysa iştahsızlık oluşur ve bu, bebeğin mideye baskı yapmasından olur. Anne adayının genellikle 5. Aydan itibaren yemek yeme isteği normale döner ve kontrolsüz yemek yeme isteği oluşabilir.

Gebelikte ne kadar kilo alınır sorusunun bir standardı olmadığından uzman doktora başvurulmalıdır. Merkezimizde doktorlarımız gereken desteği sağlamakta, bütün süreçte merak ettiklerinizi danışabilmeniz mümkün olmaktadır.


kadinlarda-yumurtlamanin-artmasi-icin-neler-yapilmalidir-1200x800.jpg

16 Şubat 2023 BlogKadın Doğum

Kadınlarda doğurganlığı arttırmanın yolu yumurtlamanın arttırılmasından geçmektedir. Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılması gereken birtakım unsurlar vardır. Bunlar hem tedavi hem de beslenmeyle alakalı olup birbirleriyle desteklenmelerinde fayda vardır.

Tıbbi olarak kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılan başlıca uygulamalar şunlardır:

  • Kontrollü Over Stimülasyonu (KOH): Bu tedavi yumurtlaması normal kadınlarda yumurta sayısı ve kalitesini arttırmak için yapılabildiği gibi yumurtlaması olmayan veya bozuk olan kadınlarda yumurta elde edilmesi için tercih edilir.

Kişiye özel olan bu tedavilerde altta yatan problemlere yönelik farklı tedavilerle de desteklenebilir. Tedaviye başlanmadan önce tetkikler, muayeneler yapılır ve bunlar neticesinde en uygun tedavi seçenekleri belirlenir.

  • Aşılama tedavisi: bu tedavide amaç yumurta ve spermin karşılaşma olasılığının ve yumurta sayısının ve sperm kalitesinin arttırılıp döllenme şansı yükseltilmeye çalışılır. Aşılama tedavisinde çifte özel olarak altta yatan probleme bağlı olarak gebelik yüzdesi değişir.
  • Sperm hazırlanması: bu tedavide inseminasyon zamanı sabah erkek sperm vermek üzere androloji ünitesine davet edilir. Sperm vermeden önce 2-5 gün cinsel perhizde olunması tavsiye edilir. Ejekülatı mastürbasyon yoluyla bunun için dizayn edilmiş özel odada, steril bir kutunun içinde vermedi tavsiye edilir.

Sperm verildikten sonra sperm laboratuvarında semen yıkama aşamalarına alınır. Bu sayede fertilizasyon kapasitesi yüksek spermler ayrılır. Normal hareketi fazla olan spermlerin seçilmesi sağlanır.

Kadınlarda Yumurtlamanın Artırılmasına Yardımcı Besinler

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için sağlıklı beslenmek çok önemlidir. Özellikle bazı besinler gebelik şansını arttırmaktadır.

Yumurtlamanın arttırılmasına yardımcı besinlerin başında bazı sebzeler gelir. Ispanak, pazı ve diğer koyu yapraklı sebzeler içerdikleri folik asit sayesinde yumurta kalitesini arttırırlar. Düşük riskini de azaltmaya yardımcı olurlar.

Yine brokoli C vitamini ve folik asit içeriği sayesinde lüteal faz yetmezliği riskini azaltmaktadır. Brüksel lahanası folik asit açısından zengin olup döllenmiş yumurtanın rahme yerleşmesine yardımcı olmaktadır. Lahanada bulunan di-indol methan besini kısırlığın yaygın sebeplerinden olan endometriozis ve miyom oluşumuna karşı koruyucu etkiye sahiptir.

Patates C vitamini içeriği sayesinde lüteal faz yetmezliği olan kadınlarda yardımcı olmaktadır. Havuç beta-karoten içeriğiyle yumurtlama oranını arttırmakta, oluşan hamilelikte düşük riskini azaltmaktadır.

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması konusunda nar, avokado, muz, dut, ahududu, yaban mersini gibi meyveler de etkilidir. Ayrıca yağsız beyaz ve kırmızı et, yumurta, kabuklu deniz ürünleri, somon da yumurtlamada faydalıdır.

Kadınlarda Yumurtlamanın Artırılmasının Faydaları

Kadınlarda yumurtlamanın artırılması için yapılabilecekler oldukça fazla olsa da bunların her birisi herkese uygulanamaz. Bu nedenle gerek tedavi gerekse beslenme seçenekleri kişiye özel değerlendirilmelidir. Merkezimizde uzman doktorlarımız gerekli bütün tetkik ve muayeneleri en gelişmiş ekipmanlar yardımıyla yapmakta, kişiye özel tedavi ve beslenme programları oluşturmaktadır. Bu sayede hem yumurtlama arttırılarak gebelik şansı arttırılmakta hem de oluşan gebelikte düşük riski azaltılmaktadır.


nadas-teknigi-nedir-1200x800.jpg

13 Şubat 2023 BlogTüp Bebek

Tüp bebek yöntemi, toplumda doğum oranını desteklemek ve yükseltmek için en çok tercih edilen yardımcı üreme teknolojisinde kullanılan bir tekniktir. Tüp bebek tedavilerinin birçok farklı yönü olduğu gibi tedaviyi etkileyen birden fazla faktör dikkate alınarak tedavi sürdürülmektedir. Başarısız olma ihtimalinin her zaman olduğu tüp bebek tedavisinde sonuçları iyileştirmek için birçok araştırma ve geliştirme yapılmaktadır.

Tüp bebek tedavisinin sonuçlarını etkileyen başlıca faktörler:

  • Yaş,
  • Sperm kalitesi,
  • Fertilizasyon oranı,
  • Embriyo kalitesi,
  • Transfer edilen embriyoların sıklığı,
  • Endometriyal kalınlık ve
  • Rahmin embriyoyu tutacak kadar sağlıklı olması olarak kabul edilmektedir.

Nadas tekniği rahim içi zarında bulunan özel gömülgenlik destekleme hücrelerini arttıran ve uyaran bir sıvının rahim içine verilerek, bağışıklık hücrelerinin arttırılması ve rahim zarının kalınlaştırılması ile tüp bebek tedavisinde başarı oranını arttıran bir yöntemdir.

Özellikle, üç veya daha tüp bebek denemesi olmuş ancak başarıya ulaşamamış kadın hastalar için önerilen bu yöntemle, başarılı gebelik oranı %17.50’den %40.91’e kadar çıkmaktadır.

Nadas Tekniği Uygulaması

Teknolojik gelişmelere rağmen, tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında, endometriyal kavitenin yetersiz olmasının büyük bir yeri olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple, rahim içinin ve iç zarının  doğru şekilde değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Ultrasonografi, endometrial kaviteyi değerlendirmek için tek başına olmadığından bu değerlendirmelerde histerokopi tercih edilir.

Histereskopi, anestezi uygulanmadan kısa sürede ve birden fazla rahim problemini aynı seansta teşhis ve tedavi edebilmesi sebebi ile hem daha kolay hem de daha acısız muayene fırsatı sunan bir rahim içi muayene yöntemidir.Nadas tekniği kullanılmadan önce bilinmesi gereken tüm rahim içi detayları bu yöntem sayesinde öğrenilebilmektedir.

Rahim içi muayenesi tamamlandıktan sonra, oluşturulan embriyolar dondurulmakta, sonraki ay hastanın rahmine küçük kesiler atılarak, içerisinde rahmi destekleme hücrelerinin sayısını arttıran özel bir sıvı verilmektedir. Bu işlem sonrasında rahim, embriyo transferine hazır hale gelene kadar nadasa bırakılmaktadır.

İsmini de bu yöntemden alan nadas tekniği uygulaması sayesinde, rahim içi zarının kalınlaşarak, embriyoyu tutacak kadar sağlıklı hale gelmesini sağlanmaktadır.

Rahim yeterli sağlamlığa ulaştığında ise, dondurulan embriyolar çözdürülerek, ana rahmine transfer edilmektedir.

İşlem, toplamda 10-15 dakika sürmekte, anestezi uygulanmadan tamamlanabilmektedir.

Nadas Tekniği Başarılı mı?

Dünya üzerinde kadın nüfusunun %22’sinde sebebi bilinmeyen kısırlık olduğu bilinmektedir. Bu durumlarda, çoğunlukla, başarı oranı en yüksek olan tüp bebek tedavisi tercih edilmektedir. Ancak, ilerleyen yaş ve farklı faktörlerden dolayı tüp bebek tedavisinde başarı sağlanamaması mümkündür.

Nadas tekniği, embriyonun tutunabilmesi ve gelişebilmesi için gereken rahim içi zarı kalınlığını arttırması ve daha sağlıklı bir rahim içi oluşmasına yardımcı olması sebebi ile tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarının önüne geçmektedir.

Tüp bebek tedavisinde uzman kadromuzla, birden fazla kere tüp bebek başarısızlığı olan kadınlar için %41’e varan başarı oranına ulaşmış bulunuyoruz.


pkos-1200x713.png

8 Şubat 2023 Genel

Polikistik Over Tedavisinde Verilen İlaçlar Nelerdir?

Polikistik over tedavisi için kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Kişilerin belirtmiş olduğu şikayetler göz önünde bulundurularak, tedavi yöntemleri değişmektedir. Çeşitli ilaç ve yöntemlerle sorunun ortadan kalkması sağlanabilmektedir.

Polikistik over sendromu olarak adlandırılan rahatsızlık; üreme çağına gelen kadınlarda görülebilen bir hormonal bozukluktur. Kısa adıyla PKOS kadınların çocuk sahibi olabilme yeteneklerinde, hormon düzenlerinde, regl düzeninde, damarlarında, dış görünüşünde ve kalbinde çeşitli etkiler gösterebilmektedir.

PKOS tedavisinde belirli tanı koyma yöntemleri bulunmaktadır. Bu tanı yöntemleri;

  • Andojen hormonunun fazla miktarda üretilmesi ile kronik hiperandojenizm,
  • Anovulasyon yani yumurtlamanın gerçekleşmemesi. Bu rahatsızlığa sahip olan kadınların regl dönemleri düzensiz olmakta ve hatta hiç adet görememektedir.
  • Ultrason aracılığıyla büyüklükleri 8 ve 10 milimetreyi geçmeyen, yumurtalıkların çevresinde bulunan çok sayıda kist olması, ultrasonda polikistik over görüntüsü şeklinde sayılmaktadır.

Sayılan bulgulardan en az iki tanesinin belirlenmesi durumunda polikistik over tedavisi başlanması gereken bir yoldur.

PKOS Tedavisi İçin Kullanılan Yöntem ve İlaçlar

Bu rahatsızlığın tanısı regl düzeni, ilk regl yaşı ve kanama süresi gibi şikayetler ile birlikte kan testleri, ultrason görüntülemesi ve fiziki muayene sonucunda koyulabilmektedir. Yapılacak işlemler ile beraber hastaların kan şekerlerinin düzeyleri ve tansiyonlarının kontrol edilmesi gerekmektedir. Tedavi evreleri;

  • Hastalığın tanısı koyulduktan sonra ilk yapılması gereken durum, kilo verme ve sağlıklı beslenme olmaktadır. Bununla birlikte egzersizlerin ihmal edilmemesi gerekmektedir. Hastalık daha çok aşırı kilolu ve obez konumunda bulunan kadınlarda görülmektedir. Yapılacak doğru işlemlerle kan şekerinin normal seviyelere inmesi insülin ihtiyacını azaltmakta ve hormon seviyelerini düzenlemektedir. Uzman kadromuz aracılığıyla doğru yönlendirmeler yaparak tedavi süreçlerinizi olumlu yönde ilerletiyoruz.
  • Gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda tip 2 diyabet tedavisinde kullanılan ilaçların PKOS tedavisinde işe yaradığı görülmektedir.
  • Polikistik over tedavisi için doğum kontrol haplarının kullanılmasının regl düzenine katkı sağladığı gözlemlenmektedir.
  • Kıllanma ve akne sorunları olan kadınlarda düşük dozlar halinde anti-androjen ilaçların kullanılması gerekmektedir. Hastalık direncine göre verilecek doz ayarlanabilmektedir.
  • Üreme potansiyelini yani fertiliteyi arttırmak fayda sağlayabilmektedir.

Tanı koyulması ve tedavisi için mutlaka profesyonel destek alınması gerekmektedir. Tüm imkânlarımızla sizlerin yanında olarak en verimli tedavi yöntemlerini uygulamaya devam ediyoruz.

Polikistik Over Sendromu Belirtileri

PKOS rahatsızlığı kendisini belirli şikayetler ile belli etmektedir. Bu şikayetler;

  • Tekrarlayan düşük yapma durumları
  • Düzensiz veya hiç olmayan yumurtlama yani regl düzensizliği
  • Kısırlık
  • Kol, bacak, sırt ve karında istenmeyen tüylerin artışı
  • Erkek tipi saç dökülmesi
  • Göğüs, yüz ve sırt bölümlerinde cilt yağlanması ile birlikte sivilce
  • Horlama ve uyku apnesi
  • Yüksek tansiyon ve ruh hali değişimi ile birlikte depresyon şeklinde sıralanmaktadır.

Belirtilen şikayetleri yaşamanız durumunda mutlaka merkezimizle iletişime geçin. Polikistik over tedavisi için uzman kadro ve imkânlarımızla sizlerin yanında olmaktayız.


5f3d0c267152d81fc8130012.webp

31 Ocak 2023 Kadın Doğum

Polip Nedir?

Polip yapısı itibariyle tümörlere benzemektedir. Polipler vücudun birçok dokusunda görülebilmektedir. Vücudun mukoza ile kaplı olan bölgelerinde oluşabilen bu tür, büyüdükçe sorunları beraberinde getirmektedir. Mukoza ile kaplı olan bağırsak, rahim ağzı, burun gibi bölümlerde polip oluşabilmektedir. Nüfuz ettiği dokuda kök salan polip, tümör biçiminde dışarıya doğru itilmektedir. Kök salınan dokulara, ölçülerine ve yapılarına göre değişik türleri olan polipler genel olarak iyi huylu olmaktadır. Bununla birlikte kansere dönüşebilen polip çeşitleri de bulunmaktadır.

Polip oluşması durumunda en doğru teşhis ve tedavi durumları için kesinlikle profesyonel destek alınması gerekmektedir. Uzun yıllardır büyük bir titizlikle sürdürdüğümüz hizmetlerimizden yararlanarak sorunlardan kurtulabilirsiniz. Son derece verimli yöntemlerimiz ve uzman kadromuzla her zaman yanınızda yer almaktayız.

Polip meydana geldiği dokulara geniş bir taban yardımıyla veya bir sap ile tutunmaktadır. Genel olarak poliplerin nedenleri bilinmemektedir. Boyut olarak daha çok milimetreler ile ölçülebilen bu tür bazı zamanlarda birkaç santimetreye kadar büyüyebilmektedir.

Poliplerin Olumsuz Etkileri

Polipler genellikle kişilere herhangi bir rahatsızlık vermedikleri için fark edilmeleri zaman alabilmektedir. Safra kesesi ve ses tellerinde de polipler meydana gelebilmektedir.

Rahimde oluşabilecek polip, gebeliği engelleyebilmektedir. Kısırlık tedavilerinde saptanabilen bir tür olmaktadır. Daha önce bir belirti vermemiş olsa bile kısırlığa sebep olan durumların araştırılması aşamasında kendisini belli edebilmektedir. Polip boyutunda meydana gelen büyümelere bağlı olarak kendisini belli etmeye başlamaktadır.

Kendisini belli etme aşamasında çok acele etmeyen polipler gayet ciddiye alınması gereken bir durum konumunda bulunmaktadır. Hafife alınmaması gereken polipler konusunda merkezimizden destek almanız oldukça kolay olmaktadır. İletişim bilgilerimizden bizimle irtibata geçerek kısa süreler içerisinde hizmet alabilmektesiniz. Poliplerin bulundukları yerlerden alınabilmesi birtakım müdahaleler gerekmektedir. Tedavi aşamalarının tamamında rahat edebilmek adına mutlaka bizimle iletişime geçin.

Polip Belirtileri

Poliplerin oluşum nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte herhangi bir işleme gerek kalmadan kendi başlarına yok olabilmektedir. Küçük yapıdaki polip çeşitleri çoğu insanda sağlık sorunu oluşturmamaktadır. Farklı bir hastalık için yapılan detaylı testler ve kontroller sonucunda bulunduğu saptanabilmektedir.

Boyutları nispeten büyük olan polipler günlük hayatı etkileyebilecek şekilde ortaya çıkabilmektedir. Polip belirtileri bulundukları noktalara, boyutlarına ve sayılarına göre farklılık göstermektedir. Poliplerin rahim ve rahim ağzı bölgelerinde bulunması ile görülen belirtileri;

  • Regl kanamalarının ekstra uzun sürerek devam etmesi
  • Gebe kalınamaması ve kısırlıktan şüphe edilmesi
  • Cinsel ilişki esnasında şiddetli ağrıların oluşması
  • Düzensiz bir şekilde kanamaların sıklıkla devam etmesi
  • Regl kanamalarının yoğunluğunun fazla olması şeklinde sıralanabilmektedir.

Polipler en çok kadınların rahminde ve rahim ağzındaki bölgelerde görülmektedir. Bunun dışında safra kesesinde;

  • Bulantı ve kusma
  • Sarılık ve karın ağrısı
  • Dışkı görüntüsünde farklılıklar görülmektedir.

Ses telleri içinde ses yapısında anormal değişikliklerin oluşmasına polipler sebep olmaktadır. Bağırsak için; sindirim sistemindeki düzensizlikler ve tekrarlayan ishaller ile birlikte dışkıda görülebilecek kan belirtileri oluşturmaktadır.


myom-nedir-nedenleri-nelerdir-1024x683-1.jpg

29 Ocak 2023 GenelKadın Doğum

Myom Nedir?

Menopoz öncesi kadınların doğurganlık dönemlerinde, rahim bölgesinde ortaya çıkan anormal dokulara myom denmektedir. Myom, bağ dokuları ve düz kas yapılarından oluşmaktadır. Myomlar kadınlarda yoğun şekilde görülebilmekte ve ayrıca iyi huylu tümör olarak bilinmektedir. Bu iyi huylu tümörler yapılarını genel olarak korurken aynı zamanda maalesef kansere dönüşme riski taşımaktadır.

Myomlar genelde olumsuz etkilere sebep olmamaktadır. Fakat bazı durumlar sonucunda regl düzeninde bozulma, rahimde kanama, karın bölümünde şişkinlik ve ağrı hissi görülebilmektedir. Myom boyutları 1 ve 15 santimetre arasında yer alabilmektedir. Pembe renge ve yuvarlak bir biçime sahip olan myomlar kişilere göre farklılıklar gösterebilmektedir. Myomun geliştiği bölgeye göre ismi değişmektedir.

  • Kas tabakası içinde oluşanlara intramural myom
  • Rahmin iç duvarına doğru gelişenlere ise submüköz myom adı verilmektedir.

Küçük boyutlarda bulunan myomlar, aşırı bir büyüme göstererek ortalama 3 ve 4 kilogram ağırlığa ulaşabilmektedir. Tanı ve tedavi aşamaları için uzman ekibimiz ve ekipmanlarımızla her zaman yanınızda bulunmaya devam ediyoruz.

Myomların Oluşma Nedenleri

Oluşan myomların nedenleri konusunda net veriler bulunmamaktadır. Bir diğer ismi fibroid-leiomyoma olan bu kitleler için profesyonel destek alınması son derece önemli olmaktadır. Östrojen hormonu etkisiyle ortaya çıktığı düşünülen myoma, ailesel ve genetik etkenlerin oluşum aşamasında etki ettiği bilinmektedir.

Myom için herhangi bir tedaviye gerek kalmadan yol izlenebilmektedir. Fakat büyümeleri durumunda mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Myomlar, tedavi sonucunda yok olmaması ya da ameliyat yöntemiyle giderilememesi durumunda rahmin yapısının bozulmasına neden olabilmektedir. Tehlikeli boyutlara ulaşan myomlar sonucunda;

  • Hamile olunması durumunda düşük riski artmaktadır.
  • Karın bölgesinde aşırı şişkinlik görülebilmektedir.
  • Hamile kalınması zorlaşabilmektedir.
  • Yoğun şekilde kanamalar artabilmektedir.

Oluşabilecek rahatsızlıklar için kullanmakta olduğumuz en faydalı yöntemler ve bilgilerimiz sayesinde sizleri myom derdinden kurtarmak adına çalışmalarımızı aksatmadan sürdürüyoruz.

Myom Belirtileri

Rahatsızlığın tespit edilmesi, uzmanların yapacağı muayeneler sonucunda mümkün olmaktadır. Myom çok fazla sayıda kadında bulunabilmesine rağmen, bu durumun farkına varılmadan ve herhangi bir sorun yaşanmadan hayatların devam edebilmesi muhtemel olmaktadır. Myomların neden olabileceği kanser riskinin oranı düşük olsa da tehlikeleri karşı önlem olarak muayene olunması erken teşhis ve müdahale için son derece önem arz etmektedir.

Oldukça şiddetli bir biçimde meydana gelen düzensiz kanamalar myomun ilk anlaşılma evresini oluşturmaktadır. Yoğun kanamalar kadınlarda anemiye sebep olabilmektedir. Kanamalar bir süre sonra aşırı şekilde yorgunluğa ve halsizliğe sebep olmaktadır. Genel olarak myomların belirtileri;

  • Oldukça sık şekilde idrara çıkma isteği
  • Kısırlık
  • Regl dönemlerinde meydana gelen düzensizlik
  • Cinsel ilişki sırasında şiddetli ağrı ve sonrasında yoğun kanama
  • Büyük tuvalete çıkma aşamasında makatta baskı ve ağrı hissi
  • Ani şekilde düşük yapılması
  • Kabızlık
  • Karın bölgesinde aniden oluşan ve düzelmeyen şişlik hissi şeklinde sayılabilmektedir.

Myom konusunda merkezimize başvurarak oluşabilecek tehlikelerin önüne geçilmesinde desteklerimizden kolayca faydalanabilirsiniz.


novaart-logo-disi

NOVAART TÜP BEBEK MERKEZİ olarak, ”yeni bir hayat” sloganıyla yola çıktık. Mesleki hayatlarını infertilite-tüp bebek konusuna adamış olan uzman hekim kadromuzla, sizleri en büyük hayalinize kavuşturmak için, en son teknolojik gelişmeleri kullanarak, size özel tedavi programlarını uygulamak ve mutluluğunuzu paylaşmak istiyoruz.

NovaArt Tüp Bebek © 2021 Tüm Hakları Saklıdır